“İyi hastane yoktur iyi doktor vardır, iyi banka yoktur iyi bankacı vardır.”

Bu deyimden hareketle iyiyi arama veya bulma yolculuğunda İnsan Kaynakları Departmanlarının görevi nedir?

Geçmişten günümüze çalışma hayatı incelendiğinde;

Eskiden “insan kaynakları” nın yani çalışanı değer olarak görme politikalarının bir departmanı olmadığı fakat buna rağmen çalışanların kurumlarına oldukça bağlı kaldığı, kendisine verilen değeri hissettiği hatta çoğu zaman çalışanın emekli olarak kurumdan ayrıldığı yönetim anlayışlarını görmekteyiz.

Günümüze gelindiğinde ise hemen hemen her kurumda “insan kaynakları departmanı” odası olduğu fakat yapılan uygulamalarda “insan” ın hakkettiği değeri görmediği veya hissedemediği bir çalışma dünyası ile karşı karşıyayız.

Bunun altında ise insan kaynakları departmanlarının hem şirket sahipleri hem de diğer departman yöneticileri tarafından önemsiz görülme yanılgısı yatmaktadır.

İnsan Kaynakları Yöneticilerinin “görev tanımı” diğer departman yöneticileri tarafından zaten kendilerinin yaptığı ve gözü kapalı yapılabileceği işler arasında düşünülmektedir.

Ülkemizde çoğunluk yöneticide(?)  bulunan bu meslek hastalığı, “biz onu zaten biliyoruz ve zaten yapıyoruz” yanılgısı her yerde etkisini göstermektedir.

İnsan Kaynakları ile ilgili okulda gördüğü birkaç dersin dışında eğitim almamış birçok yönetici, sadece makale okuyarak veya birkaç dost meclisinde yapılan sohbetlerden insan kaynakları alanında fikir yürütmekte veya strateji oluşturabilmektedir.

En sık rastlanan jargonlar ise;

Organizasyon yönetimi    : Benim arkadaşım İK cı onlarda böyle yapıyor.

İşe alım                            : Ben adamı gözünden tanırım, mülakat tekniği de neymiş.

Bordro                              : Program tek tuşla yapıyor işte, basit o…

İş Hukuku                        : Bu adam güvenilir ben kefilim, bizde yanlış olmaz.

Performans                      : Benim çalışanlarım iyi çalışıyor, diğerlerinden yüksek prim almalı.

Ücret                                : Bizde ücretler gizli, ben piyasada kimin kaç TL. aldığını biliyorum.

Kariyer                             : Bizim şirkette zor ama sen iyi çalış ben yükselteceğim seni söz.

Eğitim                              : İşler durgun bütçe yok şimdi, ama ücretsiz eğitim varsa gidebilirsiniz

mümkünse hafta içi olmasın.

ve yukarıdaki düşüncede olan yöneticilere karşı İK departmanları zamanını çalışanlar arasında kimin kaç dakika sigara veya tuvalet molasında geçirdiği ile kimin kıyafet yönetmeliğine uymadığı ile neden yazıldığı belli olmayan ve sorgulanmayan prosedürlerin uygulanmasıyla geçirmektedir

Özetle İK cılar kendilerini tekrar etmekte, kurallar koyan ve bu kuralları ödül ceza sistemleri ile uygulamaya çalışan bir departman görünümü vermektedir. Bazende karşı karşıya kalmak istemeyen yönetici ve çalışan arasında iletişimi sağlayan kişi olmaktadır.

İnsan Kaynakları Departmanları bir an önce kuralları uygulatmaya çalışan, otorite peşinde koşan, kendisine söylenen pozisyonların işe alım organizasyonunu yapan, bordro yapan, eğitimler ayarlayan, kısaca kendisine söyleneni yapan konumdan çıkarmalıdır.

 

Uzm. Klinik Psikolog Erkan ÇİFTE

[email protected]